31.1.12

3 vakte kadar bize yol göründü...

Bekleme süreçlerinden oldum olası nefret etmişimdir. Ne kadar sevimsiz bir dönem olsa da maalesef bizim hayatımızın bir parçası ve her 3, hadi bilemediniz 4 senede bir ülke değiştirdiğimiz için bunu yaşamak bizim kaderimiz. Kaçış yok.


Yaklaşık 4 senelik Kenya maceramızın da sonuna yaklaşmış bulunuyoruz.


Hangi ülkeye tayinimiz çıktığından bahsetmeden önce sizlere hangi ülkeler olabilirdi, bu süreç içinde ne kararlar çıktı, hangi kararların üzerine çizik atıldı ve nihai ülkeye karar kılınana kadar hangi ülkelere düşünce gücüyle gittiğimizi, o diyarlara ayak basmadan önce kendimizi o ülke koşullarına nasıl hazırladığımızı, ardından değişen kararla diğer ülkeye yine düşüncelerimizde adapte olmaya çalıştığımızı bahsedeyim biraz. Gidebileceğimiz ülkeler içinde Etiyopya, Umman, Kuveyt, Abu Dabi ve Rusya vardı. İlk karar Etiyopya'yı büyük bir sevinçle karşıladık. Kenya'nın kuzey komşusu Etiyopya'ya defalarca gitmiş ve hatta insanından, kültüründen, doğasından çok etkilendiğimiz Etiyopya ile ilgili "İnsanlığın Beşiğine Yolculuk" adı altında sanırım 8 bölümlük bir yazı dizisi yayınlamıştım blogumda. Ancak bu sevincimiz kısa sürdü, yani kursağımızda kaldı. Ani bir karar manevrasıyla bizim rota Rusya'nın başşehri Moskova'ya çevrildi. 1996 senesi Ağustosunda 3 hafta kaldığım ve tarihinden, kültüründen hayli etkilendiğim Moskova'da 3 seneliğine yaşamak hayli ilginç gelse de kararı duyduğum an Moskova'nın o kemiklere işleyen kış aylarının soğuğunu bizzat ruhumda hissettim. 6 senelik Afrika'nın o insanı sarıp sarmalayan sıcacık havasından sonra Moskova açıkçası bize hiç de cazip gelmedi. Gerçi insan herşeye alışıyor. Bu karara da kısa süre içinde alışıp kendimi soğan kubbeleri fotoğraflarken imgeledim. Bu düşünce beni hayli de mutlu etti. Hatta Moskova'nın o eşsiz, sanat eserinden farksız metrosunda dolaştım hayallerimde. Hele en güzel hayalim Kızıl Meydan ve hemen dibindeki tarihi alış veriş merkezi GUM ile ilgiliydi. Oradaki mağazaları gezip, hediyelik eşyalar satın alacaktım. Neyse karar resmi olarak açıklanmadığı için içimizde yine de sıcak diyarlarda kalacağımıza dair halen bir umut vardı. Bekle bekle, sıkıntılı bir süreç sonunda nihayi karar verildi veeeeeeeeee biz 1 Mayıs itibariyle ETİYOPYA'nın başşehri Addis Ababa'ya taşınıyoruz.
Etiyopya'nın güneyi Omo Vadisi gezimiz sırasında çekmiş olduğum birkaç fotoğrafı sizlerle paylaşmak istiyorum.






















Yuppiiiiiii bu fotoğraf karelerime yenilerini ekleyebilirim artık.........
Karar resmileştikten sonra annemi arayıp, "Anne karar çıktı, Afganistan'a taşınıyoruz!" dediğimdeki şoku düşünebiliyor musunuz? Tamam, farkındayım tam bir eşek şakası, ama fazla uzatmadım, tadında bıraktım, tabi böyle bir şakanın tadı tuzu varsa eğer :-).


Kenya'daki son 3 ayımız hayli hareketli geçeceğe benziyor. Bu araya bir İstanbul ve Fransa seyahati sıkıştıracağım. Zaten yoğun bir dönemdeydim, bir de üzerine taşınma işleri :-(... Neyse Kenyalılar'ın dediği gibi hakuna matata/problem değil, pole pole/yavaş yavaş herşey yoluna girer, strese mahal yok. Yeter ki sağlık olsun!!!

30.1.12

Az empati, birazcık hümanist yaklaşımla başkalarının hayatlarına minik dokunuşlar...

Kenya'da eğitim sisteminden biraz bahsetmek istiyorum sizlere.
8 senelik ilköğretim hizmetini devlet vatandaşına bedava sağlıyor. Ancak ilköğretimden sonra lise ve üniversite eğitiminize devam edebilmeniz için paranız olması gerekiyor. Aksi takdirde eğitim kapıları suratınıza küt diye hızla kapanıyor. Gerçi iki dönemdir Kenya Başkanlığı yapan Mwai Kibaki yönetime gelene kadar ilköğretim de paralıymış. Eh, yapsın liseyi de bedava da göreyim onu. Hem diyorsunuz beyazlar geliyor, en iyi işlerde onlar çalışıyorlar. Eeee, vatandaşına sen eğitim imkanını sağlamazsan tabi ki mzungunun (beyaz adamın) know-how'ına mecbursun. Hiç sızlanma bu durumda!

Bunları nereden yakinen biliyorum? Efendim bize temizliğe gelen Beatrice'in kızı bu sene ilköğretimi hayli yüksek bir başarı derecesiyle bitirdi. Matematik ve fen derslerinde özellikle çok başarılı. Liseye gitmeyi eğer becerebilirse üniversitede Tıp Fakültesine girmeyi, doktor olmayı istiyor. Annesinin kazandığı meblağ mahdut. Boğazına mı, kızının okuluna mı? Hangi birine yetişsin? Kenyalıların çoğunluğu gibi o da ancak günü kurtarabiliyor. Baba okutsun değil mi? Baba yok ki ortada. Bu çocuk hani size bir yazımda bahsetmiş olduğum Afrika'nın problemlerinden biri bekar bir annenin çocuğu. Dolayısıyla babasını tanımıyor. Annesi onun hem anası hem de babası.

İlköğretimden kızımız Kasım ayında mezun oldu. Mezuniyet derecesine ve nüfus kaydına göre eğitim bakanlığı kızımızı Nairobi'nin arabayla 2/2.5 saat kuzeyindeki Nyeri şehrindeki bir okula verdi.

Ben Beatrice'i bu konuyla ilgili yakın takibe almıştım. Ağzı var dili yok ben sormasam anlatmaz. Çeke çeke ağzından lafları aldım. Neyse okul ve bedeli belirlendi. Ancak hangi parayla, ne edecek de gönderecek kızını o okula? Her gelişinde gelişmeleri soruyorum. Bu Cuma (3 Ocak) okul açılıyor, ama henüz para denk değil. Bir senede 3'er aylık 3 sömestr var. İlk sömestrde okula yazılma bedeli, her çocuğa yatakhane için şilte alımı, kitap, defter, kalem, sözlük, okul ve spor ayakkabıları, okul forması bedeli, al babam al, bitmiyor ki. Dün çektim Beatrice'i bir kenara. Uzun bir konuşmadan sonra al takke ver külah bütçemizi denkleştirdik nihayet. Gerçi bu konuşmayı ilk sömestrden sonra Beatrice'in okul bedelini kendi kazancıyla ödeyebileceğine kanaat getirdikten sonra yaptım. İlk sömestrden sonra okul taksidi düşüyor ve 3'er aylık ödemeyi kendi kazancından aylık taksitlerle rahatça ödeyebilecek.

İki yakası bir araya gelmiş bir şekilde Beatrice'i yüzünde gülücüklerle evine uğurlarken benim de dudaklarımın kenarında mutluluk tebessümü vardı. Hayata 1-0 malup başlamış bu çocuğun lise eğitimi alamamasına gönlüm razı olmayacaktı. Ohhhhhhh.

Az empati, birazcık hümanist yaklaşımla hepimiz başkalarının hayatlarına minik de olsa pozitif dokunuşlar yapabiliriz diye düşünüyorum. Siz ne dersiniz?

Tenisçi Dirseği...

2011 Ağustos'dan beri sağ dirseğimde, tam da tenisçi dirseği denilen yerdeki tendonlarda bir ağrı var. Dayanılmaz bir ağrı olmadığı için kısa bir süre öncesine kadar üzerine gitmedim ama önlem olarak bir süreliğine tenis oynamayı bıraktım.





Tenisçi Dirseğinin Belirtileri
- Kolun üst kısmında dirseğin hemen dış ve alt kısmında oluşan ağrı. Yaygın olarak bu ağrı dirsekten kol boyunca bileğe doğru vurur. EVET

- Bir şeyler kaldırırken veya kol bükülüyken ağrı hissedilmesi veya birşeyleri kavrarken (kahve fincanı gibi küçük şeyleri bile) ağrı hissedilmesi. EVET

- Kolun dirsekten alt kısmını iyice gerinerek ileriye doğru uzatmada zorluk yaşanması (dirsek iç kısmındaki kas, tendon ve iç bağlarda oluşan hararet arması, kızarıklık ve şişme gibi vücut reaksiyonalarından dolayı). KISMEN


- Tipik olarak 6 ile 12 hafta arasında süren ağrı. Rahatsızlık hissetme ise 3 haftadan birkaç yıla kadar sürebilmektedir. EYVAH :-)...





Tenise ara verince bu ağrının zaman içinde geçeceğini varsaymıştım. Ancak tenisi bırakalı 5 ay olmasına rağmen o ağrı, ya da sızı halen geçmedi, ben buradayım diyor. Hele bir de geçenlerde tam da o sızlayan noktayı sivri bir köşeye hızla çarpınca ağrının derecesi daha da bir arttı. Aslında geçen günkü piyano dersime kadar bu durum pek de kafama takılmıyordu. Temmuz ayındaki ABSRM (Royal Academy) 8. seviye (son seviye) piyano sınavına hazırlanıyorum malumunuz. Ancak tenisçi dirseğinin verdiği ağrıyla ilintili olarak sağ elimin baş parmağında bir kasılma oluyor ve bu da tuşlara basışımı, parçaları çalarken ki hızımı ve akıcılığımı etkiliyordu. Konu ile ilgili internette bir araştırma yaptım. Tenisçi dirseği sadece tenis oynayanların başına gelmiyor, daktilo yazanların, günümüzde daktilo mu kaldı diyorsanız eğer, o zaman günümüzde klavye başında çok vakit geçirenlerin, işlerinde aynı hareketi sürekli tekrarlayanların, bir dost ortamında , tuvalette, yatakta günün 24 saatinde elinden cep telefonunu düşürmeyenlerin (ıyyyyk ne itici), golf oynayanların ve benim için önemli bir ayrıntı piyano çalanların başına gelebiliyormuş. Aman Allahım, ne çok piyanist var tenişçi dirseğinden muzdarip. Bir müzik sitesine kaydoldum. Bu sitenin forum kısmında neler yapılması ve neler yapılmaması gerektiği anlatılıyor açık ve net. Oradaki önerileri uyguluyorum bir süredir. Mesela ağrıyan yere, tam tendonların üzerine buz kompresi hayli iyi geliyor. O sitede önerilmese de tenis oynarken kullandığım bantla piyano çalıyorum artık :-). Komik olabilir ama o da işe yarıyor.

Tenisin piyanoyla bağlantısı hiç aklıma gelmemişti :-)...

25.1.12

Fransa'da erken bahar...

İbrahim Karamemet’in “AFRİKA'YA BAKIŞ” temalı fotoğraf sergisinin bu kadar reklamı yeter.




Ben yeni yazı yazana kadar zaten sergi de 19 Ocak'da bitmiş. Evet, 15 gündür yazmamışım. Ama nedenim var.

Fransa seyahatimiz dolayısıyla 15 günlüğüne blog molası verdim. Bu kış günü Nairobi'nin o insanı sımcıcak sarmalayan havası bırakılıp da Fransa'nın soğuğuna gidilir mi diye düşünüyorsunuz sanırım. Haklısınız ancak Yves'in annesinin sağlık problemleri dolayısıyla Fransa'daydık. Seyahatmiş gibi ama değil. Anneyle bol bol haşır neşir olduk, ona moral vermeye çalıştık. Umarım tez vakitte tedaviye bünyesi cevap verir ve o eski güzel aktif günlerine geri döner.


Fransa'da kaldığımız dönemde hava ılıktı. Gerçi Manş Denizi'ndeki Gulf Stream'in de havanın ılık olmasında payı var sanırım. Evimizin kaloriferi bir gün önceden yakılmış olduğundan o da sıcaktı. Bu ılıman iklime aldanan normal koşullarda Mart ayında çiçeklenen bahçedeki kamelyalar tomurcuğa durmuş, hatta bazıları çiçek bile açmıştıe. Umarım hava don yapmaz ve kamelyaların üzeri her yıl olduğu gibi silme (canım annemin deyişiyle -pıtrak gibi) çiçekle bezenir.



Umutmayın sakın! Hayatta en önemli zenginliğimiz sağlığımız. Bunu ya biz ya da yakınlarımızdaki birileri kaybedince fark ediyoruz. Kaybedince de tekrar bulması hayli zor. Bu durumda ne yapacağız? Sağlığımıza sahip çıkacağız...


Nairobi'den sevgiler...

10.1.12

Afrika'ya Bakış...

İbrahim Karamemet’in “AFRİKA'YA BAKIŞ” temalı fotoğraf sergisi 6 Ocak – 19 Ocak 2012 tarihleri arasında Beyoğlu, Aznavur Pasajı, 1. kattaki Aznavur Sanat Galeri’sinde izleyicilerin ziyaretine
açılıyor.

Sergi onur konuğumuz, İzzet Keribar hocamızın katıldığı sergiye tüm sanatseverler davetli.

Sanatçının Nil Nehri’nin kaynağı olan Viktorya Gölü ve Afrika’nın en tepesi olan Klimanjaro Dağı çevresindeki Doğu Afrika ülkeleri Uganda, Ruanda, Kenya ve Tanzanya’nın hemen hemen tamamını kapsayan geniş bir coğrafyada gerçekleştirdiği fotoğraf çekimleri bölge insanları ve sosyal yaşamın yanında, doğa ve yaban hayatı da içeren geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Dört ay süren çekimler sırasında görüntülenen onbin kadar kare içinden seçilen 50 özel fotoğraf bu sergide yer alacaktır. Ayrıca, 120 kadar fotoğrafın dia gösterimi Afrika müziği eşliğinde sergi süresince izleyicilere sunulacak.

AFRİKA'YA BAKIŞ” Sanatçının ikinci uluslararası sergisidir. 1992 yılında Safarad Yahudileri’nin Osmanlı Devleti tarafından Türkiye’ye kabulünün 500. yılı kutlamaları çerçevesinde Türkiye’deki Safarad izlerini görüntüleyen 50 fotoğraflık sergisi iki yıl boyunca İsrail, Türkiye ve Asya ülkeleri dışında neredeyse bütün dünyayı dolaşmış ve şu anda onar onar dönüşümlü olarak
Amerika’da Magnes Museum’da sürekli sergilenmektedir.

Kuratörlüğünü Türk fotoğrafçılığının duayenlerinden değerli sanatçı İzzet Keribar’ın yaptığı “AFRİKA'YA BAKIŞ” fotoğraf sergisinin fotoğraf sanatınının ötesinde izleyenleri Afrika’ya gitmiş kadar etkileyeceği umulmakta.

Sergi Tarihi: 6 Ocak – 19 Ocak 2012
Açılış saati: 19:00
Aznavur Sanat Evi Sergi Salonu
İstiklal Cad. Aznavur Pasajı No: 108
Beyoğlu / İstanbul
İletişim: 0 212 249 22 10



Tüh, ya, ben yine kaçırdım, bari siz kaçırmayın...

8.1.12

Canon 600D, Kit, Tripod, Çanta - Bana çıkmaz deme!

"Fotografium Canon 600D profesyonel fotoğraf makinesi hediye ediyor! Yarışmaya katılarak Canon 600D Kit, Manfrotto 055XProb tripod ve Kata123Go-30 fotoğraf çantası kazanma şansı yakalayın! http://blog.fotografium.com/fotografium-canon-600d-hediye-ediyor/ sayfasını ziyaret ederek yarışma hakkında diğer bilgilere ulaşabilirsiniz."

Yarışma Başlangıç Tarihi : 06.01.2012
Yarışma Son Katılım Tarihi : 29.02.2012 (Saat 23:59)
Çekiliş Tarihi : 05.03.2012

Bana çıkmaz demeyin, paylaşın. Ben öyle yaptım...






Bu yıl Blog Ödülleri yarışmasında kendi dallarında 1. olan Fotografium Sitesi bu yarışmayı düzenliyor. Birinci olmanın şerefine bu yarışmayı tertipliyorlar. Sitede fotoğrafçılıkla ilgili harika bilgiler var. Bu konu ile ilgilenenlerin kaçırmaması gereken bir site. Çok detaylı ve anlaşılır şekilde anlatıyorlar. A'dan Z'ye fotoğrafla ilgili herşeyi bulabilirsiniz burada. Tavsiye olunur efendim...

İyi ki varsın Ab :-)









TJ'in Kenya Macerası


Dün canım ablamın doğum günüydü. Bu sene maalesef bu özel günde yanında olamadım. Ben de 2011 Kasım'da birlikte gerçekleştirdiğimiz sadece 5 günlük kısa ama özel Kenya gezimizin fotoğraflarından düzenlediğim slide showu ablacığıma hediye ediyorum. İyi ki varsın AB :-)...

3.1.12

Yatırım...

Birçoğumuz senenin son ayında 2011'i masaya yatırdı.
Evirdi, çevirdi, üzerinde hayli kafa yordu. Artılarını bir kolona, eksilerini diğer kolona alt alta yazıp, topladı, çıkardı, böldü durdu...
Acaba 2011 başarılı bir sene miydi?
Neler ummuş neler bulmuştuk.
Bir sene evvel yeni yıla adım atarken koyduğumuz hedeflere ulaşmış mıydık?
Ya da hangilerine ulaşmış, hangilerini es geçmiş, yıl içinde hangi yeni hedefleri araya sokuşturmuştuk? Ya da hedeflerimizin üstüne mi yatmıştık miskin miskin?


Huzurlu, mutlu, sağlıklı ve başarılı bir sene mi geçirmiştik?

Belki sevdiklerimize kavuştuk belki de onları ebediyen kaybettik.
Onlarsız bir hayata alışmaya çalıştık, belki de halen çalışmaktayız.

Neyse hepsi geçti gitti...

Bir sene daha acısıyla, tatlısıyla bitti işte.

Her sene başı olduğu gibi eski senenin miskinliğini üzerimizden atıp yeni hedeflerimize doğru koşmaya başladık bile. Sizi bilmem ama ben başladım.

Geçen seneyi kendi açımdan tek kelimeyle özetlersem eğer: YATIRIM...



Görüyorum £/$ işaretleri uçuşmaya başladı gözlerinizde.
Bu yatırımın parayla, pulla hiç alakası yok. Benim yatırımım kendime, 2012 yılındaki iki kocaman, kendi kendime bitirmeye söz verdiğim, kendi kendime başarmaya söz verdiğim iki baba gibi hedefe.

Tabi ki 2012 yılı için başka hedeflerim de var. Onları da hedefi vurduğumda açıklamak üzere herkese harika bir sene diliyorum.